İnsanın, Allahü teâlânın kendisi hakkında takdîr ettiği şeylere rızâ göstermesi, hoşnud olması başına gelen belâ ve musîbetlere sabredip, boyun eğmesi.
Kendinize, evlâdınıza kötü duâ etmeyiniz. Allah’ın kaderine rızâ gösteriniz. Nîmetlerini arttırması için duâ ediniz. (Hadîs-i şerîf-Berîka) İslâm dîni ve bütün semâvî (ilâhî) dinler her işin Allahü teâlânın takdîri ve irâdesi
(dilemesi) ile olduğunu bildirdi. Fakat insan bir işin ezelde (başlangıçsız öncelerde) nasıl takdîr edildiğini bilmediği için, Allahü teâlânın emrine uyarak çalışması ve kadere rızâ göstermesi lâzımdır. Kazâ ve kadere inanmak, kadere rızâ göstermek insanın çalışmasına mâni olmaz, bilakis çalışmasını kamçılar. (Muhammed Ma’sûm Fârûkî) İnsan, başına gelen belâ ve musîbetlere sabretmeli, kadere rızâ göstermelidir. Allahü teâlânın dostlarına dünyâ sıkıntılarının ve belâların gelmesi bunların günahlarının affolmasına sebeb olur. Sözün doğrusu şudur ki, sevgiliden gelen her şeyi gülerek sevinerek karşılamak lâzımdır. O’ndan gelenlerin hepsi tatlı gelmelidir. Sevgilinin sert davranması, ikrâm, ihsân ve yükselmek gibi olmalıdır. Böyle olmazsa, sevgisi tam olmaz. (İmâm-ı Rabbânî)
Dünyâda huzûr ve rahat kadere rızâ göstermektedir. (M. Sıddîk bin Saîd)