Filistin’de, Süleymân aleyhisselâm tarafından inşâ ettirilen Mescid-i Aksâ’nın bulunduğu şehir. Bu şehir târih kitaplarında İlyâ adıyla da zikredilir.
Târihi çok eskilere dayanan Kudüs şehri, târih boyunca pekçok işgâl ve yağmaya uğradı. Âsurlu hükümdârı Buhtunnasar (Nabukatnazar) Kudüs’ü zabt ettiği zaman şehri yakıp yıktı.
Mescîd-i Aksâ’da bulunan altın, gümüş ve diğer mücevherleri Babil’e götürdü. M.S. 70 senesinde Romalılar tarafından tekrar işgâl edilerek yakılıp yıkılan Kudüs şehri, 120 yılında tâmir, hazret-i Ömer’in halîfeliği sırasında da müslümanlarca fethedildi. 1099 (H.492)’de haçlılar (hıristiyanlar) Kudüs’ü istilâ edince yakıp yıktılar. Pek çok müslümanı kadın ve çocuk demeden kılıçtan geçirdiler. Bu arada Mescid-i Aksâ’yı da yağmalayıp üstüne haç diktiler. İçerisine heykeller koyarak kiliseye çevirdiler. Sultan Salâhaddîn-i Eyyûbî 1187 (H. 583)’de
Kudüs’ü haçlılardan kurtarıp, Mescid-i Aksâ’dan haçları ve putları kaldırttı. Yavuz Sultan
Selîm Han zamanında Osmanlı idâresine giren Kudüs, Birinci Dünyâ savaşından sonra, müslüman Türklerin elinden çıktı. 1967 (H. 1387)’deki Arap-İsrâil savaşında Kudüs, yahûdîler tarafından işgâl edildi. (İslâm Târihi Ansiklopedisi)
Müslümanlar hicretten on altı ay sonraya kadar Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya yönelerek namaz kıldılar. Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem mîrâca buradan yükseldi.
(Abdullah-ı Dehlevî)
Hazret-i Ömer Kudüs’ü feth edince, Kudüs’teki kiliselere dokunulmaması için emir verdi ve hıristiyanlarla anlaşma yaptı. Kudüs ahâlisine bir de emannâme (emniyet belgesi) verdi.
Emannâmede buyurdu ki: “İş bu mektûb, müslümanların emîri Ömer bin Hattâb’ın, İlyâ
(Kudüs) ahâlisine verdiği emân mektubudur ki, onların; varlıkları, hayatları, kiliseleri, çocukları, hastaları sağlam olanları ile öteki milletler için yazılmıştır…” (Taberî)