Kur’ân-ı kerîmin otuz ikinci sûresi.
Secde sûresi Mekke’de nâzil oldu (indi). Otuz âyet-i kerîmedir. On beşinci âyetinde geçen
Secde kelimesinden dolayı Sûret-üs-Secde denilmiştir. Sûrede; Allahü teâlânın her şeyi güzel yarattığı, öldükten sonra tekrar dirilmeyi inkâr edenlerin âhirette pişmân olacakları, hazret-i
Mûsâ’nın İsrâiloğullarına yol gösterici olarak gönderildiği bildirilmektedir. (İbn-i Abbâs,
Mücâhid, Râzî, Taberî)
Allahü teâlâ Secde sûresinde meâlen buyuruyor ki: İsrâiloğullarından da (dinlerinde) sabrettikleri için, emrimizle (insanları doğru yola götürecek) imâmlar kılmıştık. Onlar (Tevrât’taki) âyetlerimizi yakînen biliyorlardı (Âyet: 24)
Kim Secde ve Mülk sûrelerini yatsı namazından sonra okursa, sanki Kadir gecesini ihyâ etmiş (ibâdetle geçirmiş) gibi sevâb verilir. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)