Suça ve şahsa göre değişen tenbîh (uyarma), ihtâr, tekdîr ve dövmek gibi cezâlarla cezâlandırma.
Müslümanları dili ve eli ile haksız inciten ta’zîr olunur. (Molla Hüsrev)
Ramazan ayında özürsüz açıkça oruç yiyen bir müslüman, fıskını (günâhını) îlân ettiğinden hükûmet tarafından ta’zîr edilir. Gizli yerse bunun cezâsı ve keffâreti Kur’ân-ı kerîmde bildirildiği gibidir. (Halebî)
Harâm işleyeni görünce gadaba gelmek (öfkelenmek) iyidir. Din gayretinden ileri gelir.
Fakat kızınca, aklın ve İslâmiyet’in dışına taşmamak lâzımdır. Ona kâfir, münâfık, deyyus ve diğer fuhuş gibi çirkin şeyler söylemek harâm olur. Söyleyenin ta’zîr edilmesi lâzım olur.
Haram işleyeni görenin buna câhil veya ahmak demesine izin verilmiş ise de, yumuşak tatlı söyleyerek nasîhat vermek iyi olur. Haram işleyeni hükûmet me’mûrunun, polisin güç kullanarak men etmesi lâzımdır. Devlet me’muru yoksa, gücü yetenin de men etmesi, ta’zîr etmesi lâzım olur. Ölüm, evini yıkmak cezâları ancak hükûmet ve hâkim tarafından verilir.
(M. Hâdimî)