Peygamber efendimizin doğmasına yaklaşık iki ay kala Kâbe’yi yıkmak için Mekke yakınlarına kadar gelen, fakat Allahü teâlânın gönderdiği Ebâbîl kuşlarının üzerlerine bıraktıkları mercimek büyüklüğündeki taşlarla perişân olan Ebrehe ve içinde bir çok fillerin de bulunduğu ordu.
Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyruldu ki: (Ey Resûlüm! Kâbe’yi tahrîb etmek, yıkmak isteyen) Eshâb-ı fîl’e Rabbinin nasıl muâmele ettiğini görmedin mi? Onların hîlelerini boşa çıkarmadı mı? Üzerlerine sürüler hâlinde kuşlar gönderdi. O kuşların her biri onların üzerine çamurdan yapılmış ve ateşte pişirilmiş taş atarlardı. Nihâyet Allahü teâlâ onları güve yemiş ekin yaprağı gibi, yok ediverdi (yenik ekin yaprakları hâline getiriverdi) (Fîl sûresi)
Yemen vâlisi Ebrehe, Kâbe’ye gelen ziyâretçileri kendi memleketine çekmek üzere San’a şehrinde Kuleys adında bir kilise yaptırmış ve herkesin gelip ziyâret etmesini istemişti. Fakat
Kâbe’yi bırakıp oraya giden olmadı. Üstelik kilisesi, Kâbe’ye hürmeti olanlar tarafından kirletildi. Buna kızan Ebrehe, yanında getirdiği fillerle berâber Mekke üzerine yürüdü.
Eshâb-ı fîl Allahü teâlâ tarafından gönderilen ebâbîl kuşlarının attığı taşlarla perişan oldu.
(Savî, Süyûtî, İbn-i Hişâm)