1. İyilik etmek.
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: İhsân edenlere elbette rahmetim çok yakındır. (A’râf sûresi: 55) İnsanlara, analarına – babalarına ihsân etmelerini söyledik. (Ahkâf sûresi: 15) İhsânın karşılığı ancak ihsândır. (Rahmân sûresi: 60)
Ananıza-babanıza ihsân ederseniz, çocuklarınız da size ihsân eder. Din kardeşinin özrünü kabûl etmeyen, Kevser havzından içmeyecektir. (Hadîs-i şerîf-Berîka)
Resûl-i ekremin o kadar iyilikleri, o kadar ihsânları vardır ki, Rum imparatorları, İran şahları, o kadar ihsân yapamazlardı. Fakat kendisi sıkıntı ile yaşamağı severdi. (İmâm-ı
Rabbânî) İhsân her yerde övülmeye değer. Bilhassa akrabâya ve komşulara olunca daha iyidir.
(İmâm-ı Rabbânî)
Hamd olsun, nîmetleri bol Allah’a, Önce, varlık nîmeti verdi bana! İhsânlarını saymaya güç yetmez,
Güç de, her üstünlük de lâyık O’na!
(M. Sıddîk bin Saîd)
2. Allahü teâlâyı görür gibi ibâdet etmek. İhsân, Allahü teâlâya O’nu görür gibi ibâdet etmendir. Sen O’nu görmüyor isen de, O seni hep görmektedir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)