Kur’ân-ı kerîmin otuzuncu sûresi.
Rûm sûresi Mekke’de nâzil oldu (indi). Altmış âyet-i kerîmedir. İranlılarla yapılan savaşta mağlub olan Rumların, sonra gâlip gelecekleri anlatıldığından, Sûret-ür-Rûm denilmiştir.
Sûrede; Allahü teâlânın sıfatlarının bir kısmı, müslümanların İslâm dînine sarılmaları ve kavuşacakları maddî mânevî feyzler (nîmetler, yardımlar, mânevî ilimler) bildirilmektedir.
Allahü teâlâ Rûm sûresinde meâlen buyuruyor ki: Akşam ve sabah vakitlerinde Allah’ı tesbih edin. Göklerde ve yeryüzünde olanların yaptıkları ve ikindi ve öğle vakitlerinde yapılan hamdler (övgü ve senâlar) Allahü teâlâ içindir. (Âyet: 17,18)
Kim Rûm sûresini okursa, semâda ve yerde Allahü teâlâyı tesbih eden meleklerin adedinin on katı sevâb kazanır, gece ve gündüzünde kaybettiğine kavuşur. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)