Emir sâhibleri. Devlet başkanı ve onun vazîfe verdiği kimseler veya İslâmiyet’in emir ve yasaklarını insanlara öğreten ve anlatan âlimler.
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Ey îmân edenler! Allah’a itâat edin. Peygambere ve sizden olan ülü’l-emre itâat edin…
(Nisâ sûresi: 59)
Bütün mezheb imâmları; “Ülü’l-emr’in, sultânın, âmirin Allah’a isyân ve günâh olmayan emirlerine uymak vâcibdir” demişlerdir.Hattâ bir günün oruçlu geçirilmesi hakkında emir verse bu emre uymak gerekir denmektedir. (İbn-i Âbidîn ve Hâdimî)
Sultânın kendi aklı, düşüncesi ile verdiği emre itâat da elbette vâcib olmaz. Ancak emri veren zulüm, işkence yaparsa, milleti sıkıştırırsa, onun şerrinden, öldürmesinden korkan kimsenin hele kan dökücü başkanın mubahları yasaklamasına itâat etmek vâcib olur. Çünkü bir müslümanın kendini tehlikeye sokması câiz değildir. Fakat bu yasağa, harâm veya mekrûh olduğu için değil, kanını, ırzını, kurtarmak için uymaya niyet etmek lâzımdır. Ülü’l-emre itâat demek, müslüman olan âmirlerin hak üzere olan emir ve yasaklarına uymak demektir.
(Abdülganî Nablüsî)