Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde, Hz. Peygamber’in hadislerinde ve örnek hayatında temizliğin önemi ve gerekliliği üzerinde ısrarla durulmuş, genel anlamda temizlik ve ibadet amaçlı temizlikle ilgili birtakım ilke ve ölçüler getirilmiş ve temizlik bazı ibadetler için ön şart sayılmıştır. Bu, İslam dininin dünya hayatına hem ahirete uzanan bir köprü olması hem de insanın yaratılışından beklenen ulvi gaye ve hikmetlerin gerçekleşme alanı olması cihetleriyle önem vermesinin, insan hayatını maddi ve manevi yönleriyle bir bütün halinde ele almasının ve neticede bu hayatı düzene koymada ferde yardımcı olmasının tabii bir sonucudur. Çünkü din, özü itibariyle manevi kirlerden arınma, Allah’ı tanıma, O’na itaat ve ibadet etmeden ibaret gibi görünse de ruhun yücelişi ve insanın böyle manevi bir bağlantı ortamına geçebilmesi için insanı çevreleyen fizik şartların da buna uygun olması gerekir. İbadet hayatıyla ve manevi temizlenme ile beden ve çevre temizliği arasında sıkı bir bağın kurulması hatta Kur’an’da temizlikten, hem maddi hem de manevi temizliği kapsayacak şekilde genel bir anlatımla söz edilmesi böyle bir anlam taşır. Öte yandan İslam dini ferdin ahiret kadar dünya hayatında da her yönden mutlu ve huzurlu olmasını arzu ettiği, müslümanların sağlıklı ve güvenli bir toplum oluşturmasını dini hayat için adeta ön şart mesabesinde gerekli gördüğü için, başta beden temizliği olmak üzere maddi temizliği de dini mükellefiyet kapsamında görmüş, bu konuda ferde bir dizi ödev ve sorumluluk yüklemiştir.

    İslam kültüründe genel anlamdaki temizlik ile ibadet amaçlı temizlik birbirini tamamlar ve birlikte bir anlam ifade eder. Bu sebeple İslam bilginleri temizliği maddi temizlik, hükmi temizlik ve manevi temizlik şeklinde üç safhalı bir faaliyet olarak görmüşlerdir. Beden, elbise ve çevre temizliği şeklinde ifade edilebilecek olan maddi temizliğin de, genelde ibadete hazırlık ve ön şart olarak, kimi durumda ibadet olarak değerlendirilmiş olması, ona, İslam kültüründe bir ibadet içeriği kazandırıldığını gösterir. Abdest ve gusül, hükmi temizlik kademesidir. Üçüncü kademede ise kişinin uzuvlarını gıybet, yalan, haram yemek, mala hıyanet etmek gibi günahlardan, kalbini haset, kibir, gösteriş, hırs ve benzeri kötü huy ve hastalıklardan, hatta benlik ve bilincini Allah’ın gayrısından (masiva) temizlemesi gelir. Müslümanın kademe kademe arınması ve temizlenmesi, Allah’ın huzuruna böyle bir safiyet ve arılıkla çıkması öğütlenir.



    Maddi temizlik İslam dininin fevkalade önem atfettiği bir konudur. Kur’an-ı Kerim’de çevrenin ve ibadet yerinin temizliğinden söz edilir, Allah’ın temizlik konusunda titizlik gösterenleri sevdiği bildirilir (el-Bakara 2/125; etTevbe 9/108; el-Hac 22/26). Hz. Peygamber de “Temizlik imanın yarısıdır”” (Müslim, “Taharet”, 1), “Allah temizdir, temizliği sever” (Tirmizi, “Edeb”, 41), “Namazın anahtarı temizliktir” (Ebu Davud, “Salat”, 73; Tirmizi, “Taharet”, 3) buyurmuş; değişik vesilelerle beden ve çevre temizliğini emretmiş veya tavsiye etmiş, bu konuda davranışlarıyla ashabına ve bütün müslümanlara örnek olmuştur. İslam’ın bu ısrarlı takibi neticesinde temizlik müslümanların hayatına dini yönü de bulunan bir kültür ve gelenek olarak yerleşmiş, fıkıh kitaplarının ilk bölümünü temizlik (taharet) konusu teşkil etmiştir. Bu bölümde ibadetlere hazırlık mahiyetinde ve onların ön şartı olan abdest, gusül, teyemmüm gibi hükmi temizliğin yanı sıra suların temizliği, dinen ve maddeten pis (necis) sayılan şeyler, temizlenme usulleri gibi konuların da ayrıntılarıyla ele alındığı görülür. Görünür kir ve pisliklerin giderilmesi “necasetten taharet”, abdestsizlik durumunun kaldırılması ise “hadesten taharet” olarak adlandırılır. Her iki tür temizlik de ibadete hazırlık olmakla birlikte aralarında mahiyet farkı olduğu açıktır. Bu farkı göstermek üzere Türkçe ilmihal kitaplarında birincisine “maddi temizlik”, ikincisine “dini temizlik” veya “manevi temizlik” denilmiştir. Her iki nitelendirme eksik olduğu gibi yanlış anlaşılmaya da müsaittir.

    İslam dini, beden ve elbise temizliğini emrettiği gibi, kalp ve gönül temizliğini de emretmiştir. Beden ve elbise temizliği, görünen kir ve pisliklerin temizlenmesi anlamına gelir ve buna “maddi” (dış) temizlik denir. Dinimizin, üzerinde daha önem ve titizlikle durduğu temizlik ise kalp ve gönül (iç) temizliğidir. Kalbin temizliği, dünyevi ilişkiler boyutunda, insanın hemcinslerine karşı kötülük, kin ve haset gibi olumsuz duygulara kalbinde yer vermemesi, aksine iyilik ve hoşgörüyü ilke edinmesi anlamına geldiği gibi, tasavvufi boyutta, kalbin masivadan arınması anlamına gelir ki her iki boyutuyla kalbin temizlenmesi, “gerçek” bir temizliktir. Bununla birlikte kalpten giderilen şey duyularla algılanır bir kir olmadığı için bu temizlik, maddi olmayan anlamında “manevi” temizlik olarak nitelendirilmiştir. İslam dini gerek maddi, gerekse manevi temizliği önemle ve ısrarla emrettiğinden, bu iki tür temizlik için en genel anlamda “dini temizlik” nitelemesini yapmak da mümkündür. Üçüncü bir temizlik çeşidi ise, özellikle namaz ibadeti için öngörülen ve fıkıh kitaplarında “hadesten taharet” olarak isimlendirilen “ibadet amaçlı temizlik”tir. Bu tür temizlik, mahiyetçe bahsi geçen iki tür temizlikten farklı olduğu için bunun isimlendirilmesinde bazı sıkıntılar yaşanmıştır. Maddi ve manevi temizliğin dinin emri olduğu ikinci plana düşürülecek şekilde, sadece bunun “dini temizlik” olarak isimlendirilmesi uygun değildir. Çünkü, “dini temizlik” ifadesinin, hem maddi (dış) temizlik hem manevi (iç) temizlik hem de ibadet için öngörülen bu özel temizlik türünü içine alacak şekilde kullanılması mümkündür. İbadet amaçlı temizliğin, “hükmi temizlik” olarak nitelendirilmesi de eksik olup bazı zorluklar taşımaktadır. Çünkü “hükmi temizlik” ifadesi, esasında, “gerçek temizlik” mukabili olarak kullanılmakta, dolayısıyla gerçek temizliği içermemektedir. Halbuki abdest ve gusül, ibadet amaçlı olmakla birlikte gerçek temizliği içermektedir. Bu bakımdan “hükmi temizlik” ifadesi, sadece ibadet amaçlı olmakla birlikte gerçek temizlik içermeyen “teyemmüm” için kullanılabilir.

    Diğer temizlik türlerinden ayırmak üzere, ibadete hazırlık olduğu için vesile ibadet olarak kabul edilen abdest, gusül ve teyemmüm için, “ibadet temizliği” veya “ibadet amaçlı temizlik” tabirini kullanmak daha doğru ise de, yaygın kullanıma uyarak “hükmi temizlik” ifadesini kullanmayı şimdilik sürdüreceğiz.