Küfür kelime olarak “örtmek” demektir. Dini literatürde ise Hz. Peygamber’i Allah’tan getirdiği şeylerde yalanlayıp, onun getirdiği kesinlikle sabit dini esaslardan bir veya birkaçını inkar etmek anlamına gelir.
    Sözlükte “ortak kabul etmek” anlamına gelen şirk, terim olarak Allah Teala’nın tanrılığında, isim, sıfat ve fiillerinde, eşi, dengi ve ortağı bulunduğunu kabul etmek demektir. Müşrikler Allah’ın varlığını inkar etmezler. O’ndan başka ilah olduğunu kabul edip, onlara da taparlar veya isimleri, sıfatları, irade ve otorite sahibi olması açısından Allah’a eşdeğer güç ve varlıklar tanırlar.

    Şirk ile küfür birbirine yakın iki kavramdır. Aralarındaki fark, küfrün daha genel, şirkin ise daha özel olmasıdır. Bu anlamda her şirk küfürdür, fakat her küfür şirk değildir. Her müşrik kafirdir, fakat her kafir müşrik değildir. Çünkü şirk sadece Allah’a, zat, isim ve sıfatlarına ortak tanıma sonucu meydana gelir. Küfür ise, küfür olduğu bilinen birtakım inançların kabulü ile gerçekleşir. Küfür olan inançlardan biri de Allah’a ortak tanımadır. Mesela Mecusilik’te olduğu gibi iki tanrının varlığını kabul etmek şirk olduğu gibi aynı zamanda küfürdür. Halbuki ahiret gününe inanmamak küfürdür, ama şirk değildir.



    Allah’a şirk koşmak günahların en büyüğüdür. Şirk dışındaki günahları, Allah’ın dilediği kimse için bağışlayacağı bir ayette şöyle ifade edilir: “Allah kendine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bundan başkasını dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır” (en-Nisa 4/116).
    Kur’an’a göre, göklerde ve yerde hakimiyetin yegane sahibi Allah’tır. Yaratma O’na mahsustur. Her şey O’na –istese de istemese de– boyun eğmiştir. Her şeyde O’nun hükmü geçerlidir. Yaratma ve hükümranlıkta hiç kimse O’na ortak olamaz.

    in Akaid Tags: küfürşirk