Kur’an-ı Kerim’de Hz. Peygamber’in cephede namazı nasıl kıldıracağına ilişkin ayrıntılı açıklama getiren bir ayet ve bu konuda Hz. Peygamber’in uygulamasının bulunması sebebiyle fıkıh kitaplarında ve buna bağlı olarak ilmihal kitaplarında “korku namazı” adıyla bir bahis açılmıştır. Namazların kısaltılması hükmünü getiren ayetin (en-Nisa 4/101) hemen devamındaki bu ayette yüce Allah Hz. Peygamber’e hitaben şöyle buyurmaktadır:

    “Sen aralarında olup onlara namaz kıldıracağın vakit, onların bir kısmı seninle namaza dursun ve silahlarını da alsınlar. Secdeyi tamamladıkları zaman bunlar arkaya geçsinler; namaz kılmamış olan öteki grup gelsin ve seninle namaz kılsınlar; bunlar da silahlarını alsınlar, tedbiri elden bırakmasınlar. Kafirler sizi gafil avlamak için fırsat kolluyorlar .” (en-Nisa 4/102).



    Bu ayetin hükmünün devam edip etmediği konusunda alimler farklı görüşlere sahiptirler. Fakihlerin çoğunluğu bu ayetin hükmünün devam ettiğini, dolayısıyla böyle bir savaş durumunda aynı hükmün uygulanabileceğini ve ayetin önerdiği kılınış usulünün, aynı zamanda cemaatle namaz kılmanın önemini vurgulamayı amaçladığını ileri sürerler. Ebu Yusuf’un da içlerinde bulunduğu bazı alimler, bu hükmün Hz. Peygamber’e has olduğunu ve günümüze hitap etmediğini söylemişlerdir. Ayetin üslubu yanında, Hz. Peygamber’le birlikte, onun cemaati olarak namaz kılma şeref ve fazileti ve sahabenin bu konudaki iştiyakı da dikkate alınacak olursa, korku namazı denilen bu özel namaz kılma biçiminin sadece o döneme ait olduğu şeklindeki görüşün daha tutarlı olduğu söylenebilir.

    Fakihlerin çoğunluğuna göre korku namazı, düşman saldırısı gibi ciddi bir tehlike anında cemaatin iki gruba ayrılarak, imamın arkasında farz bir namazı nöbetleşe kılmalarıdır. İki rek‘atlı bir namazın ilk rek‘atını, dört rek‘atlı bir namazın ilk iki rek‘atını imamla birlikte kılan birinci grup, ikinci secdeden veya ilk oturuştan sonra cemaatten ayrılıp görev başına gider, ikinci grup gelerek imamla birlikte kalan rek‘atları tamamlar ve göreve döner. İmam kendi başına selam verir. Daha sonra da birinci grup kıraatsiz, ikinci grup kıraatli olarak nöbetleşe namazlarını tamamlar, böylece hem cemaatle namaz ifa edilmiş, hem de görev aksatılmamış olur.