E) Aşure
Aşure (aşura), kameri takvime göre muharrem ayının onuncu günüdür. Bu günde tutulması tavsiye edilen oruca “aşura orucu” denir.
Tüm Sami dinlerde özel bir yere sahip görünen aşure günü, Cahiliye Arapları’nca da önemli sayılmıştır. Hatta Resul-i Ekrem’in de peygamberlik öncesi ve sonrası dönemde bir süre bu günde oruç tuttuğuna dair rivayetlere de rastlanır. Medine döneminde bu orucu müslümanlara tavsiye ettiği bilinen bir husustur (Buhari, “Savm”, 69; Müslim, “Sıyam”, 134; Tirmizi, “Savm”, 50; Müsned, VI, 29-30).
Sağlam belgelere dayanmamakla birlikte bugünde gerçekleştiğine inanılan birtakım olaylar bulunmaktadır. Hz. Musa ve İsrailoğulları’nın Firavun’un zulmünden kurtulmaları, Hz. Nuh’un gemisinin Cudi dağına oturması, Hz. Adem’in tövbesinin kabul edilmesi, Hz. Yunus’un balığın karnından çıkarılması, Hz. Musa’nın ve Hz. İsa’nın doğumları, inanışa göre aşure gününde gerçekleşmiştir. Hz. Peygamber, “Biz Musa’ya sizden daha layıkız” (Müslim, “Sıyam”, 202; İbn Mace, “Sıyam”, 31) diyerek yahudilerin aşure günü tuttukları orucu, bir gün öncesi veya sonrasıyla tutmayı tavsiye etmiştir.
Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehid edilmesi de muharremin onuncu günü gerçekleştiği için, aşure günü aynı zamanda, İslam tarihinde son derece acı, acıklı ve üzücü bir olayı hatırlatma özelliği de taşımaktadır. Bu sebeple Şiiler, aşure gününü Hz. Hüseyin’in intikamını alma sözünü tazeledikleri bir matem günü kabul ederler; hatta dövünerek ve kendilerine işkence yaparak bu oruca başlarlar. Gerek bu uygulama gerekse bu uygulamaya karşılık Emeviler’in bu günün bir bayram sevinci ile kutlanmasını sağlama yönündeki gayretleri temelde siyasal bakış ve görüş farklılığı ile ilgilidir.
Müslüman Türkler’deki muharrem ayında ve özellikle bu ayın onuncu gününden itibaren “aşure” adı verilen bir tatlı pişirilerek dağıtılması geleneği, hayır işlemek ve gönül almak için güzel bir vesile olagelmiştir. Bu tür uygulamalarda, -dinde bir dayanağı bulunmadığı sürecebir matem veya kutlama niyeti ve şeklinin bulunmamasına dikkat edilmeli; İslamiyet’in daima teşvik edegeldiği hayır ve hasenat işlemek için, dinde oruç tutulması tavsiye edilen böyle bir günü iyi vesile sayma niyetinin dışına çıkılmamalıdır.